Osmanlı arşiv belgelerinde kullanılan farklı yazı türlerine aşina olmak oldukça önemlidir. Sülüs, Rika, Nesih, Ta’lik, Divani, Siyakat ve diğer yazı türleri bu yazımızda.

       Hat, çizgi, satır, yazı, uzun ve doğru yol; mastar olarak yazı yazmak anlamlarına gelir. Çoğulu hutut veya ahtatdır. Batıda hüsn-ı hat karşılığında calligraphy kelimesi kullanılmaktadır. Güzel yazı, çoğunlukla estetik kurallara bağlı kalarak ölçülü yazma sanatı şeklinde tarif edilmektedir. Hüsn-ı hat, tabiri İslâm yazıları için kullanılmaktadır.[1] Osmanlı devleti güzel yazı yazma sanatını geliştiren Türk-İslam devletlerinin başında gelmektedir, Osmanlı Devleti resmi yazışmalarında da hat sanatının içerisinde yer alan yazı sanatlarından altı tanesi sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu altı yazıya verilen ad ‘’Aklam-ı Sitte, Şeş Kalem’’dir.[2] Aklam-ı Sittenin öncülünü oluşturan yazı türü Kûfî yazıdır.

  • Kûfî Yazı:

Irak’ın Kufe şehrinde ortaya çıktığı bilinen yazı geometrik bir yazı türüdür.  Miladı onuncu asırdan on altıncı asra kadar kullanıldığı bilinen bu yazının Türkler tarafından rağbet edildiği dönem Selçuklu abideleri ve ilk Osmanlı paralarıdır, bu yazı çeşidinden doğan altı yazı türüne verilen ad Aklam-ı Sittedir.

Kûfi yazı türü ile yazılmış “Gerçek olanı gözler göremez” cümlesi.

Aklam-ı Sittenin arasında Sülüs, Nesih, Tevki’, Rika, Muhakkak ve Reyhani yer almaktadır.

1. Sülüs: Sülüs Miladi onuncu asrın sonunda ortaya çıkan bir yazı türüdür, ismini almasının altında yatan temel sebep üçte iki kısmında düzlük üçte bir kısmında meyilli olarak kağıda nakşedilmesidir. Sülüsü yazının esası olarak nitelendiren araştırmacılar bu yazının diğer adının ise ümmü-l hutut (yazıların anası olarak) olduğundan bahsetmişlerdir. Sülüs yazı karakteri genellikle Hüsnü Hat derslerinin başlangıcında, Kuran-ı Kerim ve levhaların çoğunda yer almaktadır.

Sülüs yazı türü ile yazılmış besmele lafzı.

2. Nesih: Nesih kelime manası ile ortadan kaldırmak kopya etmek demektir Kitap yazmalarında daha fazla tercih edildiği için bu ismi aldığı söylenebilir. Bu yazı Sülüs yazısının üçte biri kadardır, genellikle tercih edildiği yerler, kitabeler, paralarda, levhalar, mühürler, Kuran-ı Kerim, tefsir, hadis, dua kitapları gibi kitaplardır. Dolgun, rahat, açık ve tok bir yazıdır. Miladi 9. Asırda ortaya çıktığı tahmin edilmektedir.

Nesih yazı türü ile yazılmış Felak Suresi

3. Muhakkak: Düzlüğü ve yuvarlaklığı değişik, çoğu harfleri bitişiktir. Yazı Sülüs’e göre köşeli olduğu gibi, yuvarlak harflerinin derinliği az, uzunlukları fazladır. Kufi ve Sülüs arası bir bir yazıdır. Bu yazılar küçük küçük ayrılıklar gösterdiklerinden, bunlardan birini bilen hattat ötekileri de kolaylıkla yazabilmektedir. Dikey alanlarda ‘’sin, fe, kaf, nun, gibi çanaklı harflerin sola uzanan tarafları daha uzundur.

Muhakkak yazı türü ile yazılmış Fecr Suresi Ayetleri.

4. Reyhani: Muhakkak hattının küçük biçimde yazılan çeşidine verilen addır. Bu yazı türleri fazlaca yer kapladığından ötürü on altıncı asırdan itibaren fazla tercih edilmemiştir.

Reyhani yazı türü ile yazılmış kıt’a.

5. Tevki’i: “Bir şeyi vâki ettirmek, oldurmak’’ anlamlarına gelen Tevki’i Sülüsün kurallarına bağlı olan Tevki onun biraz küçük olarak yazılmasıdır. En ayırt edici özelliği birleşmeyen harflerin bu yazı türünde birleşmesidir. Genellikle halife ve vezirlerin yazılarında karşımıza çıkan bu yazı türü nişanın diğer adı olarak da bilinir. Devlet anlaşmaları, sözleşmeleri ve elçilik itimâdnâmeleri (süferânâme) tevki yazı türüyle yazılmıştır.

Tevki yazı türü örneği

6. Rika’: Tevkînin küçük karakterlerle yazılan versiyonudur. Deri ve kâğıt parçası anlamına gelen rikâ’, mektup ve hikâyeleirn yazımında kullanılan ve seri yazmaya elverişli bir yazıdır Osmanlı döneminde “vakıf işlerinde, genellikle Kur’anların son dua sayfasında ve öğrencilerin sülüs ve nesih icâzetnâmelerinde (diploma) hattat hoca tarafından yazılan tasdik makamındaki yazılarda kullanılmıştır.

Rika yazı türü örneği.

Aklam-ı Sitteden başka kullanılan yazı türleri Ta’lik, Divanî, Rik’a, Siyakattir. Bunların dışında kullanılan yazı türleri vardır fakat ön plana çıkan yazı türleri bu saydıklarımızdır.

1. Ta’lik: Tevki’ hattının on dördüncü asırda İran’da uğradığı değişikliklerle ortaya çıkan bu hat sözcük anlamı olarak asma ve asılma anlamları taşımaktadır. Harflerin birbirine asılı gibi bir şekilde karşımıza sirayet etmesi bu ismi almasını sağlamıştır. Genellikle resmi yazışmalarda kullanılan Ta’lik hattı görünüşünün şiirle ilişkilendirilmesinden ötürü edebi eserlerde de kullanılmıştır. Şer’iyye Sicillerinin’de bu hatla yazıldığı görülmektedir.

Talik yazı türü örneği.

2. Divanî: Ta’lik yazısınınn Akkoyunlular vesilesi ile Osmanlı’ya gelmesinden sonra değişikliklere uğramış ve D’îvan-ı Hümâyun’da ki resmi yazışmalar için kullanılmıştır, Cel’î Dîvanî yazı bu yazının süslü hali olup devletin üst seviyede ki yazışmalarında kullanılmıştır. Yine standart özelliklerinden uzaklaşarak ortaya çıkan Kırma Dîvanî hattı da vakfiye, hüccet, ilam ve ilmühaber gibi resmi kayıtlarda kullanılmıştır.

Divan yazı türü örneği.

3. Rik’a: ‘’ Genellikle resmî yazılarla el yazılarında kullanılan rık‘â, seri yazılarda kullanılan ve bazı dîvânî harflerin dikey harflerinin küçülmesi, sadeleşmesi, kavis ve meyillerinin azaltılmasından türetilmiştir. Osmanlı hattatlarının icâdı olan bir yazı çeşididir.’’ İsimlerinin benzer olmasına nazaran iki yazı türü farklıdır. En eski örnekleri on sekizinci asırda karşımıza çıksa da kendisini tamamlaması on dokuzuncu asırda gerçekleşmiştir. Bu tarihten itibaren saray çevresinde ve günlük yazışmalarda sıklıkla kullanılmıştır.

Rik’a yazı türü örneği.

4. Siyakat: Özel bir uzmanlık isteyen Siyakat yazısının Kûfî yazı türüne benzediği görülmektedir, kendisine has kuralları olan biz yazı çeşididir. Genellikle mali işlerin yazımı için kullanılan bir yazı türü olan siyakat kendine has şifreleri olan bir yazı karakteri izlenimi taşımaktadır. On beşinci asırda kullanımına başlanan yazı türü on dokuzuncu asrın son çeyreğine kadar kullanımda kalmıştır.

    SONUÇ:

      Bir toplumu oluşturan temel unsur dildir, Osmanlı Türkçesi kendine özgün yapıtaşları ile karşımıza çıkmış bıraktığı miras ile literatürümüze birçok şey kazandırmıştır, belgelerin işlevselliğine göre yazı karakterlerini seçen Osmanlılar, kullandıkları alfabeyi ve Türkçeyi sürekli geliştirmeye çalışmıştır. Hali hazırda günümüzde okuyucusuna büyük zevk verdiğini düşündüğümüz Osmanlı Türkçesi bizim nazarımızda ciltlerce incelenmeyi hak eden bir hüviyettedir. Osmanlı Türkçesi’nin yazı karakterleri bir sanatı da bize sunmuş, bugün girdiğimiz birçok camide de mihrabın, minberin üzerine nakşedilerek, ölümsüzlüğünü kazanmıştır.

KULLANILAN KAYNAKLAR

Ansiklopediler

ÖZAYDIN, Abdulkerim, ’İbn-i Mukle’’, TDV İslam Ansiklopedisi, C. XX, İstanbul 1999

Kitaplar

     ATLI, Halit, Osmanlıca Edebi Metinler ve Arşiv Belgeleri, Hayrat Neşriyat, Isparta 2018.

     KORKMAZ, Ferhat, Levha ve Kitabelerde Hüsn-i Hat, Ussam Yay.  Batman 2017.

Makaleler

      YILDIZ, Vahap, ‘’Osmanlılarda Yazı Çeşitleri’’, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi S.28, 2012 Aralık- Temmuz


[1] Vahap Yıldız, ‘’Osmanlılarda Yazı Çeşitleri’’, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi S.28, 2012 Aralık- Temmuz.

[2] Halit Atlı, Osmanlıca Edebi Metinler ve Arşiv Belgeleri, Hayrat Neşriyat, s. 16, Isparta 2018.

Kategori:

Henüz yorum yok

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.