Sonu gelmeyen meseleye dair bizlerin de söyleyecek iki çift sözü var elbette.
Öncelikle bu yazımızın bir haber niteliği taşımadığını belirtmek isteriz. Ayrıca açıklamamız boyunca hiçbir şekilde şahıs ismine yer verilmeyecektir. Söylenenler ve yaşananlar zaten herkesin malumudur.
Bir süre önce üniversitelerle ilgili ağıza alınmayacak açıklamalarıyla gündeme gelen ve bir devlet üniversitesinde aktif olarak görev yapmakta olan bu şahıs, son günlerde ülkemizin yetiştirdiği en önemli tarihçilerden olan ve hatta “Tarihçilerin Kutbu” olarak anılan rahmetli Halil İnalcık aleyhinde sosyal medya üzerinden bir paylaşımda bulunmuştur. Kullanılan üslup yapılan işin amacını da ortaya koyarken, akıllarımıza bazı soru işaretleri de gelmedi değil.
Merhum Halil İnalcık hoca hayattayken, karşısına geçip bunları dile getirmeye cesaret edemeyecek insanların, bu zamanda bunları dile getirmesi oldukça gülünç bir durumdur. Ayrıca Türk tarihçiliğine akademik anlamda hatrı sayılır bir katkıda bulunmayan insanların, İnalcık gibi bir ismi yargılaması da gülünç olan bir başka hadisedir. Tamamen hitap ettiği kitle üzerinde etkin olmak ve popülerlik kazanmak amacıyla yapılan bu söylemlerin Türk tarihçiliğine zerre katkısı olmayacağı herkesin bildiği bir gerçektir.
Neticede eğer hedefiniz gündem gelmek ve popüler olmaksa, bunu başarmanın daha kolay ve temiz yolları var. Örneğin alana katkı yapacak makaleler, kitaplar yazabilir veya projeler yürüterek isminizi duyurabilirsiniz. Bu yollarla da popüler olabilirsiniz. Hedef göstererek, polemik oluşturarak işin kolayına kaçmamakta fayda vardır.
kitaptarih.com
Yorum
Emeğine Sağlık